Türkiye’de toplumun ezici çoğunluğunun en kıymetli gündemi seçim sonrası artan yağmurlar ve buna bağlı geçim sıkıntısı. OECD’nin 37 üye ülkede yaptığı araştırmaya bakın, tüm ülkelerin ezici çoğunluğu yaşam pahalılığı ve enflasyon konusunda “endişeli” olduklarını söylüyor. Ancak OECD, Türkiye’deki ailelerin yüzde 70’inin “temel ihtiyaçlarını karşılayamama” endişesi taşıdığını açıklıyor. Yani kira ödeyememek, yiyecek alamamak, çocukların eğitimini karşılayamamak… Türkiye’de bu durumda olanların veya bu durumda olmaktan endişe duyanların yüzde 70’i OECD ülkeleri ortalaması olan yüzde 47’nin üzerinde. Evet enflasyon ‘küresel bir sorun’ ama bu araştırma gösteriyor ki Türkiye’de insanlar çok daha ağır bir bunalım yaşıyor. Son olarak bugün itibariyle ilaç fiyatlarında fahiş artışlar yaşanıyor. Bu gece yakıt tekrar artacak.
Böyle bir ülkede basının gündeminde bunun olması beklenir değil mi? Pekala, bu sıradan ‘bazı’ basının gündemi. Bazı ‘muhalefet’ basını ısrarla geçim sorunlarını manşetlere taşıyor. Ama ana akım muhalefetin durumu da belli. Kuru bir ‘değişim’ tartışması ile ‘mücadele’nin iç içe geçtiği koşullarda, bu ana akım muhalefeti destekleyen basın kuruluşlarında da sarsıntılar yaşanıyor. Bunları ilerleyen günlerde MedyaPolitik’te konuşacağız. Ancak dikkatleri bir kez daha iktidar medyasına çevirmekte fayda var. Bugün orada ‘şaşırtıcı’ ama yine de değerli bir haber yok.
Her şeyden önce şunu söylemek doğaldır: Devletimizin medyasını okuduğunuzda insan kendini refah toplumunun şanslı üyelerinden biri gibi hissediyor. Bu durum tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye’nin ekonomik, diplomatik ve askeri başarıları sayfalarda büyülü bir geçit töreni yapıyor. Efendim, ihracat olsun, askeri sanayi olsun biz mutluyuz. Bakın bugün Yeni Şafak gazetesi mesela “Bu ‘sıfır’ beni mutlu etti” diye manşet attı. Nedir Sanayi Bakanlığı’nın araştırması Önder Erdoğan’ın yeşil dönüşüm ve Emine Hanım’ın sıfır atık çalışmalarının sonuç verdiğini ve işletmelerin yüzde 80’inin sıfır atık için gerekli önlemleri aldığını gösterdi. bayan Ne yaptılar, nasıl bir ölçüm yapıldı ve bu ‘sıfır’ atıklar opak, netlik yok. Ama güzel bir başlığı olan haber.
Diğerleri de öyle. Yeni Şafak kadar ‘yaratıcı’ olamayan CHP, ağız dalaşına tutunuyor, Rodos’u körüklüyor vs. Ülkede sağanak yağışta artış sorunu yok ama muhalefetin yakınlaştırma konusu revaçta. Hemen hemen aynı haberler, bıkmadan usanmadan her gün bir bayrak gibi birinci sayfalara asılıyor.
Bu koşullarda günün ilginç haberi Türk gazetesinde… Yeşim Eraslan’ın haberi Türkiye’nin yeni diplomatik açılımlarının habercisi. Gazetenin ilk sayfasında manşet olurken son sözü oyuncakla yazdılar: “Uzlaşma diplomasisi”… Cem Uzan’ın Yıldız filmini yöneten Yılmaz Özdil bu kelime oyununu başlattı. Şimdi en sadık takipçisi hükümet yanlısı Takvim gazetesi. Şimdi de Türk gazetesi Takvim’den rol alıyor. Bu dahiyane kelime oyunuyla başlığın üzerine, hızla dünya başkanı Erdoğan ile Mısır diktatörü Sisi’nin el sıkıştığını gösteren bir fotoğraf yerleştirildi. Gazete haberi vermek için fazla beklemez: Erdoğan, Körfez ziyaretinin ardından Mısır’la yeni bir sayfa açıyordu ve Abdülfettah es-Sisi bu hafta (evet, tam da bu hafta) Türkiye’ye geliyordu.
Sürpriz burada bitmiyor. Türk gazetesinin Suriye devlet başkanı Beşar Esad ile çok yakında bir görüşme olmasını umduğu, daha doğrusu bu temenniyi açıklamakla görevlendirildiği anlaşılıyor. Bu görüşmeye geçen hafta Ankara’da bulunan Cezayir Cumhurbaşkanı Tebboune aracılık ediyordu.
Tebrikler. Yaz transfer haberleriyle çalkalanıyor. Bu sene de kulüplerimiz çok hareketli maşallah milyon eurolar havada uçuşuyor. Basın da bu durumdan memnun. Spekülasyondan gerçeğe bir sürü haber… Ama spor basını durduğunda tansiyonu hep yüksek tutuyor; bir yıldız geliyor, manşetler tam sindiremeden “hayranlar da bir sonraki yıldızı istiyor” diye patladı.
Türk gazetesinde Sisi-Esad gelişmeleri haberi biraz böyleydi. Ey Sisi mutlaka geliyor ama ‘taraftar’ Esad’ı da istiyor!
İlaç fiyatları böyleyken, uyuşturucuyla ilgili haberler bunlar…
